Fransa’da kamyon kasasında mahsur kalan 6 göçmen hanım BBC’ye gelen suç duyurusu telefonuyla kurtarıldı

Fransa’da bir kamyonun kasasında mahsur kalan 6 göçmen hanım, BBC’ye açtıkları telefon yardımıyla kurtuldu.

Göçmen oldukları sanılan 4 Vietnamlı ve 2 Iraklı hanım, mahsur kaldıkları kasada ürkü içindeydi ve nefes almakta zorlanıyorlardı. Kamyonun içinden biri, BBC’ye telefon açıp durumu söyledi.

BBC de hemen sonra polisle temas kurdu ve kamyon durduruldu.

Fransız polisi, kamyonun sürücüsünü gözaltına aldı.

Ek olarak sürücü hakkında organize insan kaçakçılığı şüphesiyle soruşturma açıldı.

Çarşamba günü öğle saatlerinde, telefonumun ekranı ışıldadı. Ileti gelmişti ve “Fransa’dan İngiltere’ye geçen soğuk hava teşkilatlı bir kamyonun arkasında bazı kişiler var” yazıyordu.

Mesajı okumayı bitiremeden ilkin telefon çaldı.

Ürkü içindeki bir adam, “Avrupa’da mısınız? Lütfen yardım edin, acil durum” dedi.

Donup, kaldım. 2019’de Essex bölgesinde bir kamyonun kasasında havasızlıktan ölen 39 Vietnamlı göçmenin trajedisi hala tazeydi.

Arayanın kim bulunduğunu bilmiyordum fakat Essex’teki ölümlerle ilgili yaptığım haberlerden beni tanıdığına inanıyorum. O dönem oldukca sayıda Vietnamlıyla temas etmiştim.

Arayan kişiye birkaç sual sormuş oldum fakat lüzumlu detayları alamadığım için kısa sürede öfkelenmeye başladım.

Şunları öğrenebilmiştim: Bir kamyonda gizlenen altı kişilik bir grup var, kamyonun plakası, konumu ve yeni güzergahı bilinmiyor.

Arayanın söylediğine bakılırsa kamyon Fransa’daydı fakat geri dönmüştü ve artık orijinal güzergahı olan İngiltere sınırına gitmiyordu.

Kamyonun kasasında altı hanım vardı ve havalandırma çalışmaya başlamıştı. İçerisi oldukca soğuktu ve ürkü içindeydiler.

Sadece hala dış dünyayla temas kurabiliyorlardı ve suç duyurusu telefonunu açan şahıs benim birisiyle temas kurmamı sağlamış oldu.

Bir karı muz taşıyan kamyonun içinden bildiri atıp, “Oldukça soğuk, havalandırma devamlı soğuk hava üflüyor” dedi. Kamyonun bir demir sopayla dışarıdan kilitlendiğini söylüyordu.

Kamyondaki göçmen hanım bana ek olarak, içeriyi gösteren iki video yolladı.

Bir videoda karanlık bir bölme ve tavana kadar yüklenmiş muz kolileri vardı. Yerde oturabilecek 10-20 santimetrelik bir boşlukları vardı. Öksürük sesi geliyordu ve genç bir karı sesi akıcı bir İngilizceyle “Nefes alamıyorum” diyordu.

Göçmen hanımefendiler kamyona 00:30’da binmişlerdi ve kasada 10 saatten fazla süre geçirmişlerdi. Telefonlarındaki konum uygulamalarında kamyonun yön değiştirdiğini görünce şüphelenmeye başladılar.

Ne yapacağımı düşünecek oldukca fazla vaktim yoktu. Fransa’da bulunan BBC’deki emek harcama arkadaşlarımı ve gazetecileri aradım. Hem de, Fransız Le Monde gazetesinin Londra bürosundan bir gazeteci de durumdan haberdar edilmişti ve derhal Paris’teki merkezlerinde göç üstüne uzmanlaşmış bir arkadaşını bilgilendirdi.

Göçmen hanım, canlı konumlarını benimle paylaşbiliyordu. Kamyonun, E15 otobanına, Lyon’un kuzeyindeki Drace civarlarında bulunduğunu gördüm.

Hemen sonra, Fransa’daki bir emek harcama arkadaşımdan, kamyona en yakın polis karakoluyla temas oluşturmak için yardım istedim. Onlar polisi bilgilendirdi ve elimizdeki bilgileri paylaştılar.

Hanım kamyonun içinden sesli görüşme yapamıyordu. Niçin bilmiyorum fakat bu, kullandığı sim kartının tipiyle ilgili olabilir.

Ihtiyaç duyulan tüm detayları topladık ve aracın konumunu devamlı olarak Paris’te özgür çalışan gazeteci Pham Cao Phong, Avrupa’daki BBC News ekibi ve Fransız polisiyle paylaştık.

Konum paylaşımı ansızın durdu. Kamyonu kaybetmiştim.

Sadece genç hanım bana hala yazılı bildiri gönderebiliyordu. Havalandırmanın kapatıldığını ve nefes almanın zorlaştığını söylüyordu.

Videoda gördüğüm minik alanda sıkışmış bir haldeydi ve artık fazla zamanları kalmadığından korkuyordum.

Itimat vermeye ve sakin olmalarını sağlamaya çalıştım. Oksijen tasarrufu için fazla konuşmamalarını, polisin kısa sürede geleceğini söyledim

Gerilmiş bir halde bilgisayar ekranıma ve telefonuma bakıp, haber beklemeye başladım.

Bir süre görüştükten sonrasında, kamyona binmelerinden ilkin, üç kadının yol arkadaşlarının onlarla gelmemeye karar verdiğini öğrendim. Niçin bu sonucu verdiklerini bilmiyorum fakat kamyonun plakasının fotoğrafını çekmişlerdi.

Fotoğrafta İrlanda plakası görünüyordu ve konumunu telefonumda tekrardan görebilmeye başlamıştım.

Rhone bölgesindeki Fransız polisi, kamyonun konumunu belirleyip, durdurduklarını söylemiş oldu.

Ona bildiri attım fakat okuyabildiğini sanmıyorum. Polis gelip, telefonuna el koymuş olmalıydı.

Kamyondaki dört Vietnamlı, kamyona güvenle İngiltere’ye yetişme vaadiyle bindirildiklerini söyledi.

Bense artık Fransa’da güvende olduklarını öğrenince rahatlamıştım. “Güvendeler” dedim kendi kendime ve bu en önemlisi.

Mahalli saatle 17:00 şeklinde Villefranche-sur-Saône’daki Fransız Savcı Laetitia Francart, aracın Litvanya menşeli bulunduğunu ve sürücünün sorgulandığını deklare etti.

Francart ek olarak, kamyonda biri minik yaşta dört Vietnamlının ve iki Iraklı kadının bulunduğunu belirtti.

İngiltere Essex’te, 2019’da 39 insanoğlunun can verdiği trajediden sonrasında, Vietnamlı genç hanımefendilerin niçin hala sınırı geçmek için bir kamyonun kasasına girdikleri sorusuna ise net bir cevap bulamadım.