[ad_1]
Eski İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano, 98 yaşlarında Roma’da tedavi görmüş olduğu klinikte dün akşam yaşamını yitirdi.
İtalyan basınında yer edinen haberlere nazaran, 2006-2015 yıllarında Cumhurbaşkanlığı icra eden Napolitano, bir süredir tedavi görmüş olduğu başkentteki klinikte dün akşam saatlerinde yaşamını yitirdi.
Eski Cumhurbaşkanı’nın durumunun son günlerde kötüleştiği belirtiliyordu.
Napolitano’nun vefatı arkasından Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella, yayınladığı taziye mesajında, “Ölümü beni derinden üzüyor, Cumhuriyet’in şükran duygularını sunuyorum.” ifadesini kullandı.
Başbakan Giorgia Meloni de İtalyan hükümeti adına Napolitano’nun ailesine başsağlığı diledi.
Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus da “İtalya için tehlikeli sonuç zamanlarda doğru ve mühim seçimler icra eden şahıs” olarak tanımladığı Napolitano’nun ölüm haberini derin üzüntüyle öğrendiğini belirtti.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de “X” platformundaki paylaşımında, Napolitano’nun vefatı dolayısıyla yas tuttuğunu açıkladı.
İTALYA’DA CUMHURBAŞKANLIĞINA 2. KEZ SEÇİLEN İLK İSİMDİ
1925 senesinde Napoli’de doğan Napolitano, siyasete gençlik yıllarında İtalyan Komünist Partisi’nden atılmış ve kısa sürede partinin üst düzey adları arasına girmişti.
1953-1963 ve 1968-1996 olmak suretiyle değişik dönemlerde birkaç kez parlamentonun alt kanadı Temsilciler Meclisi’ne milletvekili seçilerek vazife icra eden Napolitano, 1992-1994 yıllarında da Temsilciler Meclisi Başkanlığı yapmıştı.
1996 senesinde Romano Prodi liderliğinde kurulan sol koalisyon hükümetinde İçişleri Bakanı olarak vazife icra eden Napolitano, bu görevde 1998 yılına kadar kalmıştı.
2005 senesinde devrin Cumhurbaşkanı Carlo Azeglio Ciampi tarafınca “yaşam boyu Senatör” duyuru edilerek, parlamentonun üst kanadı Senato’nun naturel üyesi olmuştu.
2006 senesinde 2. Romano Prodi hükümetinin aday göstermesi ve sol partilerin desteğiyle Napolitano, İtalya Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı seçilmişti.
Napolitano, cumhurbaşkanlığında 7 senelik vazife süresini 2013 senesinde doldurduğunda İtalya, ciddi mali borç krizi ve seçimlerin arkasından hükümet kurulamadığı için siyasal kriz içinde bulunuyordu.
Siyasal krizin bir de cumhurbaşkanlığı seçimiyle derinleşmemesi için sağ ve sol partilerin hep beraber aday göstermesiyle Napolitano, 2013 senesinde bir kez daha cumhurbaşkanı seçilmişti.
Böylece, Napolitano 1946 yılından bu yana Cumhuriyet ile yönetilen İtalya’da bu göreve ikinci kez seçilen ilk isim olarak tarihe geçmişti.
Giorgio Napolitano’nun ikinci kez seçilmesi, İtalyan ve bazı dış basın gösterim organlarında “Re Giorgio (Kral Giorgio)” başlıklarıyla karşılanmıştı.
Napolitano, 2014 senesinde ülkede siyasal istikrarın sağlanmasıyla 2015’in başlangıcında cumhurbaşkanlığından çekilme etmiş ve ikinci 7 senelik periyodunu tamamlamadan görevinden ayrılmıştı.
Napolitano’nun istifasıyla boşalan cumhurbaşkanlığına, o dönem Anayasa Mahkemesi yargıçlarından olan Sergio Mattarella seçilmişti. Mattarella da Napolitano benzer biçimde 7 senelik cumhurbaşkanlığının ilk döneminden sonrasında 2022’de bu göreve ikinci kez seçilmişti.
NAPOLİTANO’NUN TÜRKİYE’YE YAKLAŞIMI
Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine destek veren İtalyan siyasilerinden olan Giorgio Napolitano, cumhurbaşkanlığı döneminde 16-19 Kasım 2009’da Türkiye’ye devrin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün davetlisi olarak resmi ziyaret gerçekleştirmişti. Napolitano, Ankara’daki resmi temasları esnasında, AB’ye o dönem Türkiye’ye karşı verdiği sözleri tutma çağrısı yapmıştı.
Napolitano, 3 günlük Türkiye ziyaretinin son bölümünde İzmir’e geçerek burada Efes antik şehrini ziyaret etmişti.
Giorgio Napolitano, 29 Ocak 2014’te iade-i ziyaret gerçekleştiren devrin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü Roma’da ağırlamıştı.
Napolitano, Gül ile Quirinale Sarayı’ndaki görüşmesinin arkasından düzenlenen basın toplantısında, Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili; “Görüşme sonucu tüm AB üyesi ülkelerin devlet başkanları tarafınca oybirliğiyle alındı. Bazı mühim Avrupa ülkeleri, bu müzakereleri yavaşlatarak hatta dondurarak negatif etkilediler. Bu müzakereler halen neredeyse ilk adımlarında benzer biçimde. Türkiye’nin yeri Avrupa’dadır. Avrupa-Akdeniz bölgesinin tamamlayıcı ülkesidir.” ve “Bunun zor, dikenli bir yol bulunduğunu biliyoruz. Bu sebeple Kıbrıs Rum Kesimi’nin AB’ye bir devlet statüsünde kabulü durumu zorlaştırmıştır.” ifadelerini kullanmıştı.
[ad_2]
İyi Haber